top of page

MİRAS HAKKI

  • gokhanakstd
  • 21 Eki
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 22 Eki

Herkese uzun ve mutlu bir yaşam diliyoruz ancak hepimiz için ölüm bir gerçek ve cenaze sonrasında ülkemizde aile içerisinde genelde en önemli sorun miras ve mirasın paylaşılmasıdır. Bu nedenle pek çok aile dağılmakta, kardeşlerin arası bozulmakta, miras paylaşımı bir aile dramına dönüşmekte. Bu yazıda Türk Hukukunda miras, mirasçılar, miras hakkı, tereke, miras paylaşılmasında uygulamalar kısaca miras hukuku ile ilgili aradığınız her şey mevcuttur.


Miras hukuku, bir kişinin hukuken öldüğünün kabulünden sonra terekenin (aktif ve pasifler hesaplanması sonucunda ortaya çıkan mal varlığı) nasıl paylaştırılacağını düzenleyen hukuk dalıdır.


MİRAS AVUKATI NE İŞ YAPAR?

Ülkemizde genelde miras hukuku sadece murisin ölümünden sonrasında gerçekleşen hukuki süreçlerle ilgili hukuk dalı olarak algılanır ve mirasçılar arasında çıkan uyuşmazlıklarda avukata danışılır. Ancak hem daha sağlıklı hem de daha kolay olanı miras bırakanın sağlığında bir avukat ile çalışarak ölümünden sonra ailesi için olası sorunları çözecek adımları atmasıdır. Bu noktada miras hukuku alanın da bilgili ve tecrübeli bir avukattan alacağı yardım ile henüz hayatta iken yapacağı miras sözleşmesi, vasiyetname, mirastan feragat gibi işlemler sayesinde ölümünden sonra oluşabilecek uyuşmazlıkların önüne geçebilir. Ancak yine her türlü düzenlemeye rağmen oluşabilecek sorunlarla ilgili olarak mirasçılar bir avukat ile çalışarak yasal miras haklarına erişme imkanına kavuşabilirler. Tüm bu iş ve işlemleri gerçekleştiren avukata ise halk arasında Miras Avukatı denmektedir.


MİRAS AVUKATI NEDEN ÖNEMLİDİR?


Miras hukuku uygulamada pek çok detayı barındıran bir alandır. Özellikle yaşanan süreçlerdeki ufak detaylar bile çok önemli hak kayıplarına neden olabilecektir. Bunun yanı sıra miras paylaşımı gibi çok teknik ve hata yapılmasına açık konularda miras hukuku içerisinde yer almaktadır. Diğer tarafta miras paylaşımı süreçleri aileleri en çok yıpratan, aile içerisinde kavga, küskünlük ve hatta ailenin dağılmasına varan sonuçlar doğuran olaylara neden olmaktadır. Burada hem teknik anlamda konuya hakim hem de taraflar arasında iyi bir iletişim kurulmasını sağlayacak bir avukatla çalışmak süreci herkes için daha kolay ve daha az yıpranarak geçmesini sağlayacaktır. Bu sebeple saklı paya tecavüzün önlenmesi veya mevcut dava varsa hak kaybının önlenmesi adına miras avukatı çok önemlidir.


MİRAS AVUKATI ÜCRETLERİ


Miras davalarında ya da genel olarak miras uyuşmazlıklarında bir avukatla çalışmanın faydaları ve sağlayacağı kolaylıkların yanı sıra bu sıkıntılı işlerin sizin adınıza halledilmesinin de bir bedeli olması gerekmektedir. Miras hukuku bağlamında pek çok farklı uyuşmazlık ve işlem olmakla birlikte bunların her biri için duruma göre ayrı bir ücret takdiri yapılması gerekmektedir.  Ancak fikir olması açısından belirtmek gerekirse 2025 yılı için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince miras sözleşmesi veya vasiyetname hazırlanması ücreti 24.000 TL iken ortaklığın giderilmesi davası için ise 28.500 TL’dir. Diğer davalar için ise davaya konu miktara göre yüzdelik hesaplanmaktadır. Tabii ki bu fiyatların yanı sıra baroların hazırlamış olduğu tavsiye niteliğindeki ücret tarifelerindeki fiyatları baz alan avukatlar da mevcuttur.


MİRASÇI


Mirasçının kim olduğu Türk Medeni Kanunu’nda özel olarak tanımlanmamıştır. Ancak Türk Medeni Kanunu’nun Üçüncü Kitabı olan Miras Hukuku Kitabının Birinci Kısmı Mirasçı Başlığındadır ve bu kısımda yasal mirasçılar düzenlenmiştir.  Kanun’a göre yasal mirasçılar altsoy (çocuklar-torunlar vb.), altsoy olmaması durumunda anne ve baba, büyük anne ve büyük baba ve onların altsoyları ile miras bırakanın eşidir. Miras bırakanın yasal mirasçıları dışında atanmış mirasçıları da olabilmektedir. Atanmış mirasçı ise Miras Bırakanın kendi iradesi ile yapacağı hukuki işlem ile kendisine miras bıraktığı kişilerdir. Bir kişinin son mirasçısı ise Devlettir. Kısacası mirasçı miras bırakanın hak ve alacaklarına halef olan gerçek ve/veya tüzel kişilerdir.


MİRASTA MAL PAYLAŞIMI


Miras paylaşımı her ne kadar çok gündeme gelmese de ülkemizin ciddi sorunlarından biridir. Her yıl binlerce aile bu nedenle kavga etmekte, aile ilişkileri bozulmaktadır. Bunun yanı sıra miras paylaşımının uzun sürmesinden kaynaklı her yıl milyonlarca TL maddi zararda meydana gelmektedir. Bu nedenle miras paylaşımını bilmek ve bu süreci en hızlı şekilde çözmek çok önem arz etmektedir.


MAL PAYLAŞIM YOLLARI

Miras paylaşımı en temelde 2 şekilde mümkündür. Bunlar anlaşmalı miras paylaşımı ve tarafların anlaşamadığı durumda yargının devreye girmesi sonucunda yargı kararı neticesinde olan miras paylaşımı.  Miras paylaşımı kısaca Miras bırakanın vefatı neticesinde terekesinde kalan mallar üzerindeki ortaklığın sona erdirilmesidir. Miras bırakan bu ortaklığın bir takım mallar veya terekenin tamamı üzerinden nasıl sona erdirileceğine ilişkin bir tasarrufta (vasiyetname vb.)  bulunmuşsa bu tasarruf doğrultusunda ve bu tasarruf yasal şartlara uygunsa veya herhangi bir mirasçı bu şekilde paylaşım yapılmasına karşı itirazda bulunmadıysa vasiyetname (tasarruf) doğrultusunda şekilde paylaşım yapılabilir. Bunun yanı sıra taraflar kendi aralarında anlaşarak mirası paylaşabilirler.  Ancak taraflar anlaşamadığı takdirde kanunlarda düzenlenmiş şekilde miras paylaşımı gerçekleştirilir.


Mirasın Mahkeme Kanalı ile paylaşımı


Mirasçılar, mirasın paylaşımı konusunda kendi aralarında uzlaşma sağlayamazlarsa, yasal süreçlere başvurarak ortaklığın sona erdirilmesini isteyebilirler. Yeni düzenlemeye göre bu aşamada, tüm mirasçıların katılımıyla önce arabuluculuk sürecine başvurulması zorunludur. Arabuluculukta da uzlaşı sağlanamazsa, taraflar mahkemeye başvurarak ortaklığın sona erdirilmesini talep edebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 642/2. maddesine göre, her bir mirasçı, terekeye dahil malların mümkünse aynen, bu mümkün değilse satış yoluyla paylaştırılmasını isteyebilir. Bu tür davalarda görevli ve yetkili mahkeme, murisin  son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesidir. Dava, mirasın paylaşımını talep eden mirasçılar tarafından diğer mirasçılara karşı açılır. Mahkeme, taşınmazları mirasçılar arasında doğrudan bölerek ya da her bir taşınmazı tek bir mirasçıya vererek mirasın paylaşımını sağlayabilir. Eğer bu durumda taşınmazların değerleri arasında farklılık varsa, eksik kalan miras payı nakit olarak tamamlanarak denge sağlanır. Ancak aynen paylaşım mümkün değilse, paylaşım satış yapılarak gerçekleştirilir.

 

VERASET İLAMI


Veraset ilamı, mirasçıların talebi üzerine yetkili merciiler tarafından verilen ve mirasçılık sıfatını ispatını sağlayan belgedir. Veraset ilamı, sulh hukuk mahkemesinden veya noterlerden çıkarılabilmektedir.


VASİYETNAME


Vasiyetname, bir kişinin vefatından sonra malvarlığının ne şekilde taksim edileceğini belirten yazılı veya sözlü beyanlardan oluşmaktadır. Vasiyetname, ölüme bağlı tasarruflardandır. Üç türlü vasiyetname vardır: el yazılı vasiyetname, resmi vasiyetname ve sözlü vasiyetname.


Resmi Vasiyetname


Resmi vasiyetname, iki tanığın katılımı eşliğinde resmi memur tarafından düzenlenerek hazırlanan vasiyetnamedir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Miras bırakanın isteklerini resmi memura bildirmesi üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için miras bırakana verir. Vasiyetname, miras bırakan tarafından okunup imzalanır. Memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar. Ardından tanıklar da beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve miras bırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetnamenin içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.


El Yazılı Vasiyetname


El yazılı vasiyetname, miras bırakanın kendi el yazısıyla yazdığı, gün, ay ve yıl bilgilerini içeren ve imzaladığı vasiyettir. El yazılı vasiyetnamenin, saklanması için notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabileceği gibi miras bırakan tarafından da saklanabilir.


Sözlü Vasiyetname


Miras bırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna gidebilecektir. Miras bırakan, vasiyetini iki tanığa anlatır ve tanıklar bu istemleri yazıya geçirirler. Tanıklar vasiyetnameyi imzalayarak sulh veya asliye hukuk mahkemesine verirler. Bu şekilde vasiyetname düzenlenmiş olur. Ancak Miras bırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer.


Vasiyetnamenin Teslimi ve Açılması


Miras bırakanın son arzularının mirasçılara duyurulması için vasiyetnamenin sulh hukuk hâkimine teslim edilmesi ve açılması gereklidir. Vasiyetnameyi, muhafaza eden kişi, düzenleyen görevli veya tesadüfen bulan kişi hâkime teslim edebilir. Teslim yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişiler, doğabilecek zararlardan sorumlu olur. Vasiyetnamenin geçerliliği, teslim edilme zorunluluğunu etkilemez; her durumda hâkime ulaştırılmalıdır.


Hâkim, vasiyetnamenin açılacağı tarih ve saati belirleyerek mirasçılara tebligat yapar. Bilinen adreslere doğrudan, bilinmeyen adresler için ilanen duyuru yapılır. Belirlenen günde, duruşmaya katılan mirasçılar huzurunda vasiyetname açılır ve okunur. Katılmayan mirasçılar süreci engelleyemez. Tüm işlemler tutanak altına alınır, varsa itirazlar kaydedilir. Tutanakta imzası bulunan mirasçılar, vasiyetnameyi kabul etmiş sayılır. Kabul etmeyenler ise dava açma hakkına sahiptir. Bu süreçte sadece vasiyetnamenin içeriği belirlenir ve mirasçılara bildirilir.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Kira Hukukunda Kiracı ve Ev Sahibi Hakları

Kira ilişkileri, hem kiracı hem de ev sahibi açısından hukuki güvence altına alınması gereken önemli sözleşmelerdir. Türk Borçlar Kanunu, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça düzenleyerek olası u

 
 
 

Yorumlar


bottom of page